Türkiye Çimento Müstahsilleri Birliği’nin desteği ile Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu ve Akdeniz Üniversitesi iş birliğinde düzenlenen “Beton ve Beton Bileşenleri Semineri”, sektörün öncü isimlerini gençlerle bir araya getirdi. Etkinlik Covid-19 önlemleri kapsamında online olarak gerçekleşti.
Sektör temsilcilerinin oluşturduğu Yapı Ürünleri Üreticileri Federasyonu (YÜF), sanayi faaliyetlerinin yanı sıra sosyal sorumluluk misyonuyla farklı projelere imza atmayı sürdürüyor. Bu kapsamda YÜF her yıl farklı üniversitelerle iş birliği yaparak düzenlediği “Beton ve Beton Bileşenleri Semineri” ile gençlerle sektör uzmanlarını bir araya getirerek deneyimlerini paylaşmalarına imkân tanıyor.
Bu senenin dördüncü Beton ve Beton Bileşenleri Semineri bu kez Akdeniz Üniversitesi iş birliği ile 3 Kasım Salı günü düzenlendi. Etkinlik, Covid -19 önlemleri kapsamında webinar olarak gerçekleşti. Seminerde inşaat mühendisi ve mimar adayı gençler sektördeki en son teknolojileri, sektör analizlerini, rakamsal verileri, üretim süreçlerini, dünyadaki ve ülkemizdeki uygulamaları konunun uzmanlarından dinledi.
Akdeniz Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğin moderatörlüğünü ODTÜ İnşaat Mühendisliği Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Yaman üstlendi.
Seminerde misafir konuşmacı olarak yer alan İstanbul Arel Üniversitesi Mimarlık Bölüm Başkanı Didem Baş ise “İlham Veren Beton Mimarlığı” sunumu ile mimarlığın malzemeye kendi biçimlendirme dili ile yaklaşımı anlattı. Baş, beton yapı ürünleri ile betonarme taşıyıcı sisteminin mimarlıkta devrim yaratan etkisine değinerek beton mimarlığın da farklı coğrafyalardan üç öncü mimarın ve ülkemizden Behruz Çinici'nin eserlerinden örnekler sundu.
Etkinlik sırasında öğrenciler, uzmanlara sunumları ile ilgili soru sorma fırsatı yakaladılar.
ETKİNLİKTEN NOTLAR:
İzmir’de yaşanan depremin ardından doğru beton uygulamalarının önemine özellikle vurgu yapılan seminerde YÜF üyeleri AGÜB, KÜB, KİSAD, TÇMB, THBB ve TPB adına uzman konuşmacılar yer aldı. Seminerde yapılarda kullanılan beton ve beton bileşenleri ile harçlarda ve zemin iyileştirmede kullanılan kireç malzemesi teknik yönleriyle ele alınırken, çimento ve betonun binalar dışında da geniş bir kullanıma sahip olduğu vurgulandı.
TÇMB teknik danışmanı ve ODTÜ İnşaat Mühendisliği Bölüm Öğretim Üyesi Prof. Dr. Özgür Yaman, “Çimento, Beton ve Beton Yollar Teknolojisindeki Gelişmeler” başlıklı sunum gerçekleştirdi. Yaman, sunumunda “İnorganik yapısıyla beton uzun ömürlü bir yapı malzemesi olup güvenirliği tarihsel olarak kanıtlanmıştır. Bu nedenle uzun ömür istenen yol üstyapılarında gelişmiş ülkelerce tercih edilmektedir” dedi.
Seminere Türkiye Hazır Beton Birliğini temsilen THBB Mekanik Laboratuvarı Müdürü Yüksek İnşaat Mühendisi Cenk Kılınç "Hazır Beton Üretimi - Beton Uygulamaları" başlıklı sunumu ile katıldı. THBB olarak hem üyeleri hem de beton kullanıcıları için depreme dayanıklı yapı tasarımı ve hazır beton uygulamalarını konu alan bilgilendirmeler yaptıklarını ifade eden Kılınç, "THBB olarak özel ve kapsamlı Deprem Performans Raporu da hazırlamaya başladık. İstanbul Kalkınma Ajansının desteğiyle alınan yeni cihazlarla önemli bir AR-GE laboratuvarı konumuna yükselen Laboratuvarımız ve deneyimli ekibimizle hazırlıklarımızı tamamladık ve bütün yapı sahiplerine güvenilir 'Deprem Performans Raporu' vermeye başladık. Binalarının depreme dayanıklılığıyla ilgili durumunu merak etmekte olan; mülk sahipleri, bina yöneticileri, mühendislik büroları, belediyeler ve mahalli idareler, kamu kurumları için benzerlerinden ayırt edici özelliklere sahip ayrıntılı Deprem Performans Raporu hazırlayabiliyoruz. Mevcut yapıların depreme dayanıklılığını ölçmenin yanı sıra yapı servis ömürlerini de tespit edebiliyoruz." dedi.
Agrega Üreticileri Birliği Genel Sekreteri Çağlar Tanın ise “Yaşanabilir Kentlerin Ana Hammaddesi: Agregalar” başlıklı sunumunda agreganın kum, çakıl ve kırmataş gibi malzemelerin genel adı olduğunu belirterek “Beton içinde hacimsel olarak %60-75, asfalt içinde ise % 95 civarında yer alan agrega, inşaat sektörü için vazgeçilmez bir yapı hammaddesidir. 2018 yılında ülke genelinde yapılan yaklaşık 940 milyon ton toplam maden üretimi içerisinde agrega madenciliği yaklaşık 400 milyon ton ile en fazla üretimin yapıldığı sektör olmuştur. Diğer taraftan agrega sektörü yaklaşık 25.000 kişi ile madencilik sektörü içinde istihdamın en fazla desteklendiği sektör konumundadır” şeklinde konuştu.
Türkiye Prefabrik Birliği’nden İnşaat Mühendisi Alper Uçar “Beton Prefabrikasyon” başlıklı sunumunda “Prefabrikasyon yapıyı oluşturan elemanların önceden fabrika ortamında üretilmesi, şantiyeye nakledilmesi ve birleştirilmesidir. Genel hatlarıyla 4 aşamalı bir sistem olarak düşünebiliriz. Sırasıyla proje, üretim, nakliye ve montaj. Çeşitli yapı türünde kullanılmaktadır. Prefabrikasyonun hız, kalite, iklim, teknoloji, işçilik, ekonomi, mimari, dayanıklılık, geri dönüşüm gibi birçok avantajı bulunmaktadır” dedi.
Katkı Üreticileri Birliği (KÜB) adına Okan Özçelik ve Faraz Malik, “Beton Bileşenleri ve Fiberler” başlıklı sunum gerçekleştirdi. Özçelik, “Beton katkıları tarih boyunca insanlığın yaptığı birçok yapının içerisinde yapının performansını artırmak adına kullanılmıştır. Günümüzde de beton katkıları yaygın bir şekilde her türlü bina yapısında beton performansını geliştirmek için kullanılmaktadır. Özellikle ikonik yapılardan, beton yollara kadar birçok yapının betonunun uzun ömürlü ve güçlü olmasına yardımcı olmaktadır. Ülkemizde TS EN 934-2 standardına uygun üretilen kimyasal katkılar ile deprem dayanıklı, uzun ömürlü ve sürdürülebilir yapıların elde edilmesi ve kullanılması yaygınlaşacaktır” dedi.
Faraz Malik, “KÜB olarak inşaat ekonomisine büyük faydası olan, beton ve harç katkıları ve sentetik fiber donatıların üretiminin evrensel kalite ölçülerine, ulusal ve uluslararası standartlara uygun olarak yapılmasına destek olmak, kaliteden ve etik değerlerden ödün vermeksizin, sektörün dinamik ve verimli bir şekilde gelişmesi için faaliyet göstermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Kireç Sanayicileri Derneği (KİSAD) Genel Sekreteri Coşkun Gönültaş sunumunda, “Kireç, insanlık tarihinde inşaat malzemesi olarak uzun zamandır bilinmesine karşın, endüstrideki kullanımının çeşitliliği ve önemi çoğu kişi tarafından halen bilinmiyor. Oysa kirecin üretimi ve kullanım alanları zamanla genişledi ve modern endüstrinin de temel yapı taşlarından biri oldu. 20. yüzyılın başında hızla gelişen kimya ve demir çelik endüstrisi çok büyük miktarlarda kireç kullanılmaya başlandı. Kirecin endüstri, tarım ve çevre sektörlerindeki gittikçe artan kullanımı; kireç üretim yerlerinin yaygınlığı, kullanım yerlerine yakınlığı, üretim teknolojisinin geliştirilmesi ve bu sayede fiyatının aynı işi yapabilecek diğer kimyasallara oranla oldukça ucuz olmasının bir sonucu olarak gerçekleşti” diye konuştu. Gönültaş, açıklamasının devamında “Bu konudaki en iyi örnek zemin stabilizasyonudur: İnşaat faaliyetlerinde taban zeminindeki zayıflık hem binalar için hem de yol çalışmaları için birçok problem yaratmaktadır. Bu tür zeminlerde ve uygulamalarda zemin kireç ile iyileştirilerek sağlam ekonomik bir taban zemini oluşturulabilmektedir. Zemin genellikle kuru ağırlığının %3-5 aralığında kireç ile iyileştirilerek klasik yönteme göre birçok işlem yapmaktan kurtulmuş olunur” dedi.